Binlerce yıl insanoğlu hep bir barınma gereksinimi duymuştur. Bunun en büyük nedeni ise kendini güvende hissetme arzusu olmuştur ki işte tam da bu nedenle her zaman bu güveni sağlayacak sağlam bir kapının varlığı vazgeçilmez hale gelmiştir. Aşağıda binlerce yıllık kapı tarihi ile ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz.
zamanda yolculuk
Kaydedilen ilk kapı tarihi, 4000 yıl önce Mısır mezar resimlerinde bulundu. Kapıyı kimin icat ettiğini kimse bilmiyor, sadece ilk olarak Orta Mısır’da bir yerde kullanılmaya başlandığı kabul ediliyor. Eski Mısır mimarisinde kapı, pencere gibi görünen bir duvar dekorasyonuydu. Mezarlarda kullanımı yaygındı ve öbür dünyaya açılan bir kapıyı temsil ediyordu.
İncil dönemlerinde, Kral Süleyman’ın tapınak kapıları, geçmişin birçok kapısı gibi zeytin ağacından yapılmıştır. Hindistan’da, sallanarak açılmak üzere yaratıcı bir şekilde taş dayanaklarla tasarlanmış, taştan yapılmış eski kapılar vardır.
Zaman ilerledikçe ve ilerlemeler kaydedildikçe, Romalılar yaratıcı mimari akıllarını daha gelişmiş kapılar yaratmak için kullandılar. Bu kapılar genellikle bronzdan yapılmıştır ve tek, çift, sürgülü ve katlanır kapıların kullanımını içerir.
Roma Dininde Janus, Roma kapıları ve kemerler tanrısıydı. Romalılar şüpheli insanlar olduklarından, savaş zamanlarında bir ordunun bir Janus’tan (kapıdan) geçmesinin şanslı ve şanssız yolları vardı. Janus Germinus, Roma tanrısı Janus için bir tapınak olan Roma’da ünlü bir kapıdır. Her iki ucunda çift kapılı, basit dikdörtgen bronz bir yapı olarak duruyor ve barış zamanlarında kapalı, savaş zamanlarında açık oluyordu.
Kaydedilen ilk otomatik kapı, İskenderiye Heron olarak bilinen bir Yunan bilim adamı tarafından Roma Mısır döneminde MS 1. yüzyılda yapılmıştır. Yaratıcılıktan bahsediliyor ise, ilk ayak sensörü ile etkinleştirilen kapıyı Çinliler 604’ten 618’e kadar hüküm süren Sui’li Yang İmparatoru döneminde yapmışlardır.
12. ve 13. yüzyıl orta çağda “Kapınızdaki Sembol” önemliydi. Farklı mühürler itibar, prestij, statü ve zenginlik anlamına geliyordu. Bu kapılar bölgede mevcut olan herhangi bir malzemeden yapılmıştır ve bakır ve bronz, orta çağ mimarisinin ayrılmaz malzemeleri olmuştur. Kapılar için temel malzeme olarak ise meşe kullanılmıştır.
Kapı ister bir katedral, ister bir kale için olsun, kontrplak bir tarzda inşa edilmişlerdi ve çelik demir bantlarla güçlendirilerek dayanıklılık sağlanmıştı.
Zanaatkarlık, rönesans olarak bilinen bir dönemde, 16. ve 17. yüzyılda en iyi aşamaya gelmişti. Bu dönem, Orta Çağ ile modern tarih arasındaki köprü olarak kabul edilir. Bu entelektüel arayışların hüküm sürdüğü ve sanat tekniklerinin Michelangelo ve Da Vinci gibi ustalar tarafından geliştirildiği bir dönemdir. Klasik Yunan tasarımları, heykel ve işçilikte yeni bir gerçekçilik ortaya çıkarmak için katedrallere ve anıtlara dahil edildi.
Kapı ister bir katedral, ister bir kale için olsun, kontrplak bir tarzda inşa edilmişlerdi ve çelik demir bantlarla güçlendirilerek dayanıklılık sağlanmıştı.
Zanaatkarlık, rönesans olarak bilinen bir dönemde, 16. ve 17. yüzyılda en iyi aşamaya gelmişti. Bu dönem, Orta Çağ ile modern tarih arasındaki köprü olarak kabul edilir. Bu entelektüel arayışların hüküm sürdüğü ve sanat tekniklerinin Michelangelo ve Da Vinci gibi ustalar tarafından geliştirildiği bir dönemdir. Klasik Yunan tasarımları, heykel ve işçilikte yeni bir gerçekçilik ortaya çıkarmak için katedrallere ve anıtlara dahil edildi.
Tüm ihtiyaçlarınız için her zaman yanınızdayız...
Ücretsiz keşif ve piyasadaki tartışmasız en iyi fiyatlar için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyiniz.